Pazartesi artık komşunun/arkadaşının önerdiği veya internette okuduğunuz bir diyete başlama gününüz değil; sürekli başlanılıp 1 hafta sonra biten diyetleri bırakarak kalori ihtiyacınızı, kendinizi, bedeninizi ve isteklerinizi tanıyarak size özel sağlıklı beslenme süreciyle tanışma gününüz olacak.
Diyet aslında ne demek?
‘Diyet’ kelimesinin anlamı, tarihsel evrimleşme sürecinde sapmalara uğramış ve günümüzde asıl anlamından uzaklaşmıştır. Güncel yaklaşımın, insanları kalori kısıtlamasıyla başlayıp aşırı yiyerek verilen kiloları geri alma döngüsüne sürüklediği bir çağdayız. Yunanca ‘Diaita’dan türeyerek günümüze ulaşan ‘diyet’ kelimesinin asıl anlamı sağlıklı ve bilinçli yaşam tarzıdır. Peki, sizin için asıl anlamı ne demekti?
Diyet yapmak adı altında yapılan kalori kısıtlamaları, belli bir besin ögesi grubunun tamamen hayatınızdan çıkarılması, detoks adı altında yapılan faydadan çok zarar getiren ticari ürünlerin kullanımı sizi sağlıksız yaşlanmaya götüren yolların kapısını açacaktır. Obezite ve tip 2 diyabet ataklarının pandemik krizlere dönüşmesinin sadece 100 yıllık bir geçmişi vardır. Tahmin edildiği gibi bu tarih küresel fast-food zincirlerinin patlama yaptığı, insanların ticari kuruluşlardan take-away yemek sistemiyle alışveriş yapmaya alıştığı zamana denk gelmektedir. Bunun anlamı şudur: Atalarımızın beslenme düzeninde zaten var olan ekmek, nişasta, yüksek karbonhidratlı besinlerin dünyada pandemik kronik hastalık ataklarına sebep olmadığı ve olmayacağı!
Siz yüksek karbonhidratlı besinlere zehir muamelesi yapıyorsunuz. Ancak onların tek görevi aslında vücudunuzu beslemektir. Aynı zamanda çalışan organ sistemlerinin işlevlerini mükemmel derecede devam ettirmesine yardım etmektir. Yalnız bu önünüze gelen her besini istediğiniz kadar yiyeceksiniz demek değil.

Diyet Yapmanın Kilit Taşı
Yüzlerce yıllık bir geçmişte yaşamış olsalar da atalarımızın da dikkat ettiği beslenme hususları vardı. Bunların en önemlileri ise günlük 2.500 kalori sınırını çok fazla aşmadan enerji alımı yapmaktır. İçeriği ise protein miktarını olabildiğince yüksek tutmak, karbonhidrat ve bitkisel yağlardan gelen enerjiyi ortalama düzeyde tutmak şeklinde özetlenebilir. Hayvansal yağlardan ve hayvansal temelli besinlerden ise çok çok az miktarda alım yaptıkları da biliniyor. Kısaca, beslenmede kilit taşı olacak bir kelimenin anlamını keşfetmişlerdi; Denge. Diyette dengeyi yakalamak ve önemini kavramak asırlar boyu hayatın temel noktası olmuştur.
Diyetim Bedenime Ne Kadar Uyumlu?
Her gün uyanıp yaşamaya başladığınız şehri düşünün; yollarıyla, şehir düzenlemesiyle, temizlik ve güvenlik için çalışan güçleriyle yaşayan, nefes alan, günden güne gelişen bir sistem. Tıpkı siz ve bedeniniz gibi. Şimdi o şehirden sadece tek bir öğeyi çıkartın. İşte o zaman işleyen ve yaşayan o şehir artık aynı olmayacaktır. Tıpkı vücut sistemlerinizde yer alan milyarlarca bakteri toplulukları gibi… Örneğin ağaçları çıkarın; aynı havayı soluyabilecek misiniz? Kim temizleyecek şimdi o kararmış ve gün geçtikçe solan doğanızı? Tıpkı akciğerlerinizin, karaciğerinizin, böbreklerinizin bedeninizi temizlediği gibi.
Beslenme; fiziksel ve ruhsal sağlığınızın içerdiği her maddeyle bir bütündür. Yani iç içe geçmiş sistemlerin uyumudur. Bu denklemden çıkardığınız her öge mükemmel uyumun döndürdüğü çarklara atılmış taş parçaları gibidir. Elbet bir gün hata verecektir.
İşte bu yüzden ‘Diyetimden ekmeği/yağı tamamen çıkardım, kalorisi yüksek bu asla yenmez, pazartesi diyete başlıyorum artık hiçbir şey yemeyeceğim, komşumdan/ arkadaşımdan duydum bu diyeti çok iyi kilo verdiriyormuş / aldırıyormuş, bu bitki çayı inanılmaz sadece bunu içeceğim…’ gibi cümleleri beden çarkınızdan uzak tutun.
Esnek beslenme düzeninde ‘’son kez diyet yapıp’’ kilo vermek için web sitemizden kayıt olun. Özgürce kilo verin. www.safdiyet.com